DOLAR 39,4840 0.63%
EURO 45,7382 0.84%
ALTIN 4.347,730,46
BITCOIN 42079641,06%
İstanbul
21°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

5 okunma

Eskişehirli SWM son çeyrekte, uygun fiyatla satışa sunulacak!…

ABONE OL
15 Haziran 2025 22:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Burak Azmanoğlu: Maceramız 2023 Aralık ayında ilk lansmanla başladı ve modellerimizi sunduk. Sonrasında da ilk araçlarımızın ithalatı sürecine 2024’ün ilk çeyreğinde başladık. Araçlarımızı Türkiye’ye geti rdik ve inanılmaz bir taleple karşılaştık, çok hızlı bir şekilde gelişti tüm projenin gerçekleşmesi ve ithalat sürecinin tamamlanması. Aslında ikinci parti araçlarımızın tam ithalatına başladığımız zaman -haziran ayıydı yanılmıyorsam- bildiğiniz üzere bu Çinli araçlar için ek ithalat vergisiyle hepsini kapsayan bir tebliğ geldi. Dolayısıyla o süreçten itibaren tabii ki yol haritasına bir bakmak gerekti. Bizi izleyenler için hatırlatmak gerekirse ilk başta 2023 yılında bu kararı aldığımız zaman Çinli araçlarda %10’luk bir ithalat vergisi vardı, sonrası süreç içerisinde yeni tebliğ ile beraber %40’lık ilave bir vergi daha geldi ve geçen yılın sonunda da bir %10 daha geldi. Yani bugün Çin’den bir araç ithal etmeye kalkarsanız %60’lık bir ithalat vergisiyle ilerlemek durumundasınız. Şimdi biz geçen yıla geri döndüğümüzde aslında haziran ayına geri döndüğümüzde stratejik olarak bir karar vermek durumundaydık. Aslına bakarsanız özetlemek gerekirse ya tamam diyecektik ya devam edecektik ki bazı markaların da Türkiye’den çekilme durumu ortaya çıktı biliyorsunuz. Biz burada nasıl ilerleyebiliriz, neler yapabiliriz ve bunu yaparken de acaba ekonomiye katkıda bulunabilir miyiz, bir katma değer üretebilir miyiz diye düşünmeye başladık. Geçen yıl bu tebliğ kararı çıktıktan sonra görüşmelerimiz çok yoğun bir şekilde ilerledi, birçok firmayla görüştük ve en sonunda  çok değerli bir iş ortağıyla beraber ilerleme kararı aldık. Urzema Holding ki birazdan Murat Bey de zaten holding hakkında genel bilgileri verecek, kendileriyle ilerlememizdeki en büyük neden aslında aynı vizyon ve aynı bakış açısıyla ilerlememiz, bu çok önemliydi. Projeye çok büyük bir hevesle ve şevkle inanmaları, Öztürk ailesinin yıllardır  sektörde bulunmaları ve bu konudaki vizyonları bizi çok etkiledi ve beraber ilerleme kararı aldık. Tabii bütün bu aşamaları yaparken sadece ikimizin el sıkışması yeterli değildi biliyorsunuz, bir yandan da bu projeyi hayata geçirebilmek için Çin’deki partnerimizin  Shineray Group’un da bir onay sürecinden geçmesi gerekiyordu. Onları Türkiye’ye davet ettik, birçok görüş alışverişinde bulunduk. Yoğun bir çalışma oldu, tesislerimizi gezdik. Özellikle Urzema’nın buradaki bilgi birikiminden, tecrübesinden ve üretim kalitesinden etkilendiler ve bu projeyi beraber ilerletebileceğimiz konusunda görüş birliğine vardık. Sonrasında yeni bir şirket kuruldu: “Urzat”… Biz bu arada ATMO grubu olarak SWM markasının Türkiye’deki distribütörüyüz. Hemen çok ufak bir parantez de açmış olalım, ATMO grubu Türkiye’deki faaliyetlerini yürütüyor aynı zamanda bir perakende kolumuz da var. Ayrıyeten Balkan ülkelerinde de yaklaşık 10 tane ülkede de faaliyet gösteriyoruz.
 
Biz tebliğ tehdidini bir fırsat olarak gördük
 
Burak Azmanoğlu: Bu tebliğ değişimi bizim için çok zorlu bir süreçti ama biz bu tehdidi bir fırsat olarak gördük. Aynı zamanda burada kalıp nasıl bir katma değer üretebiliriz, nasıl uzun soluklu hareket edebiliriz diye yaklaştık bu tebliğ sürecine. Dolayısıyla evet, üretim bakış açısıyla yola çıkmadık belki ama önümüze çıkan bu engel tamamen aslında bir fırsata dönüştü.
 
Bizde 10 yıl içerisinde yerli bir otomobil üretebilme fikri vardı…
 
Murat Ertaş: Öncelikle bu ülkenin her zaman doğru yatırımcılarla doğru projeleri hayata geçirme gibi bir misyonu var. Biz geçmiş yıllardan bugüne kadar görüyoruz ki eğer doğru zamanda doğru adımlar atılmışsa hep sonuçları ülkenin menfaatine olmuş hem topluma hem de iş paydaşlarına. Urzema Holding’in kökleri aslında Burak Bey’in bahsettiği gibi 40 küsur yıllık bir geçmişe dayanıyor ve üretim odağında çok zorlu üretim metodolojileriyle savunma sanayinden ticari araçlara kadar çok geniş yelpazeli, kuvvetli bir yapı… Bu fikirle geçen yıl ATMO Grup bize geldiğinde biz bu işe çok büyük bir heyecan duyduk çünkü Urzema Holding’in kuruluş amaçlarından bir tanesi de önümüzdeki 10 yıl içerisinde yerli bir otomobil üretebilme fikriydi. Bu fikre ulaşma yolunda ATMO’nun bu işbirliği teklifi bizim için inanılmaz bir fırsattı. Her nasıl Burak Bey “yasalar zorladı bizi, bunu fırsata çevirdik” diyorsa aslında evet, mükemmel bir uyum yakaladık çünkü bizim de kuruluş amacımız önümüzdeki yıllarda uluslararası piyasalara sunabileceğimiz yerli bir otomobil üretimi yapmaktı tasarımından montajına kadar. Aslında baktığınızda çevrenizde görebildiğiniz her türlü kamyon yarı römork diye tanımlayabildiğimiz ürünler, bunun dışında savunma sanayinde kullanılabilen komponentler, ilgili araçlar gibi çok geniş bir spektrumda bilgi birikimimiz var ve bu ürettiğimiz ürünler sadece metale şekil veren ürünler değil. İçlerinde gerçekten bir otomobilden daha fazla teknoloji barındırabilen ürünler var ve iyi bir mühendislik altyapısı gerektiriyor. Dolayısıyla biz zaten bundan esinlenerek önümüzdeki 10 yılın vizyonunu çizdiğimizde, ‘otomobil markası olmak için neler yapmamız gerekiyor’ dediğimizde ATMO’nun bize getirdiği iş modeli bizi çok heyecanlandırdı. Hani bir laf vardır, çok severim ben: Körün aradığı bir göz, Allah verdi iki göz. Onun gibi oldu. Biz de bu sürece başlamak için Teknik Üniversitesi başta olmak üzere Türkiye’deki başlı üniversitelerde zaten irtibat halindeydik. Bu iş kendi doğasında bizi şekillendirdi ve hızlandırdı.  Sayın Haşim Öztürk bir endüstri mühendisi ve çok da vizyoner bir insan. Bu kurum kültürünü nasıl harmanlarım da bu ülkeye
güzel bir miras bırakabilirim düsturuyla yola çıktı. Dolayısıyla biz aslında tamamen münferit bir yapıdan bahsediyoruz ama o tecrübeyi değerlendirebileceğimiz bir yapı. Dolayısıyla bugün otomobil üretmek belki 60 yıl öncesine göre çok daha kolay. Devrim arabalarının hikayesini hep konuşuyoruz, 120 günde adamlar mucize yaratmışlar yoktan var etmişler. Ama bugün Türkiye’deki diğer otomobil üreticilerine de bakarsanız aslında çok uluslararası bir yapının paydaşları şeklinde çalışıyorlar, her şey artık çok hızlı. Takvim sıkışık, doğru ama burada yalnız değiliz. Burak Bey’in bahsettiği gibi ATMO’nun bütün ekibi, Urzema’nın bütün ekibi birlikte kurduğumuz ortak şirketimiz olan Urzat’ın kendi kadrosu, Çinli ekibimiz olağanüstü bir uyum içerisinde çalışıyor ve gerçekten çok gayretkeşler. Yani gecemiz gündüzümüz yok mu, evet gecemiz gündüzümüz yok ama hiç kimse şikayetçi değil, herkes halinden memnun çünkü heyecan verici bir durum ve tarih yazıyorlar. Düşünsenize Türkiye’de otomobil üreten çok firma var ama ilk Çinli otomobil üretiminde yer alacak hikayenin bir parçası bu insanlar. Bu çok önemli bir motivasyon kaynağı, bizim için de öyle. Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz sözünü çok severim. Çalışmak gerekiyor, üretmek gerekiyor, ürettiklerimizi toplum yararına kullanmamız gerekiyor.
 
Devrim’in kaldığı yerden SWM devam edecek…
 
Murat Ertaş: Türkiye’de otomotiv üretimi ne yazık ki Manisa, İzmit, Bursa ve Sakarya arasında sıkışıp kalmış. İnsanlar bunun hep jeopolitik sebeplerden olduğunu düşünüyorlar limanlara yakın vesaire diye ama hayır. Yıllar içerisinde oradaki gibi yıllar içerisinde tedarikçilerini geliştirmişler, tedarikçiler geliştirebildiği için o bölgede şu anda otomotiv üretimi çok gelişmiş düzeyde. Eskişehir’de inanılmaz bir bilgi birikimi var mekanik anlamda, mühendislik anlamında. Fakat altyapı diyebileceğimiz yani tedarikçilerin geliştirilmesi gerekiyor, bu da zaman alacak bir şey. İfade yanlış anlaşılmasın ama biz şunu yapmak istemedik, Çinli üreticimiz çok rahatlıkla kendi üreticilerinin Türkiye’de bir setup kurmasını ve Türkiye’de yine Çin’den gelen malzemeleri ambalajlayıp sanki yerli bir malzemeymiş bize satabilir miydi? Evet satabilirdi ama biz buna en başından direndik ve dedik ki hayır, biz öncelikle kendi ülkemizde ciddi yatırım yapmış paydaşlara fırsat tanımak zorundayız. Birçok insan var, bu bahsettiğim şeylerin hepsinde inanılmaz. Bu insanlar dururken niye bir başkasına ben niye bir başkasını getirteyim de onunla burada yeniden maceraya girelim? Eskişehir bizim için potansiyeli yüksek, gelişime açık ve lojistik anlamda da satış sonrası için de ATMO’ya inanılmaz güzel bir dağıtım ağı sunabilen bir lokasyon.
 
Teşvik almadık, kendi öz kaynaklarımızla yatırımı gerçekleştiriyoruz.
Murat Ertaş.: Biz sanıldığının aksine tabii ki Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına çok müteşekkiriz, bize her konuda yol gösteriyorlar ve destek oluyorlar. Hakeza Ticaret Bakanlığı da öyle ama ülkenin içinde bulunduğu sosyo ekonomik durumu hepimiz biliyoruz. Bu noktada devletin sahip olduğu kaynakları optimum kullanmak gerekiyor. Biz bu yatırıma girmeden önce çok uzun bir süre bunu öz kaynaklarla nasıl bir projeksiyonla yapabiliriz diye düşündük. Çünkü bu yatırım fazlardan oluşuyor ve aslında inanılmaz rakamlardan bahsediyoruz biz günün sonunda. Devletin kapısını çalıp da “ya ben böyle bir yatırım yapacağım hadi sen de bana imkanlarını sonuna kadar aç, ben halktan topladığın vergilerden de bir istifade edeyim ve bundan kendime bir fayda sağlayayım” düşüncesine katılmadım. Bunun yerine kendi öz kaynağımızla bunu nasıl yapabiliriz diye düşündüm. Dolayısıyla burada rakam zikrediyor olmak hem yatırımcı tarafına hem de aslında rakiplerimize bir haksızlık olmuş olur. Çünkü onlar malum teşvik vasıtasıyla yararlanarak bir sürü avantaj sağlıyor. Ama bu soruyu sorduğunuz için çok teşekkür ederim çünkü bu önemli bir algı ve düzeltilmesi gerekiyor. Türkiye’de ATMO ve Urzema Holding’in ortak iştiraki olan Urzat Otomotiv A.Ş. tamamı öz kaynaklardan oluşan bir yapıdır. İnanın ekipmanlarımızın bir kısmı yurt dışından geliyor, biz onun için bile devletten standart bir teşvik başvurusunda bile bulunmadık. Biliyorsunuz herhangi bir kobi bile üretim yapsa küçücük bir makine için teşvik alıyor, biz ona dahi başvurmadık. Çünkü dediğim gibi devletin bence çok daha önemli aciliyetleri var, biz hiç meşgul etmeyelim. Bize sıra gelesiye kadar onlarla daha öncelik verelim, biz zorlanırsak devletimiz burada zaten kapısını çalabiliriz yani.
Araçlar bu yılın son çeyreğinde yollarda olacak mı?
Murat Ertaş: Biz geçen yıl aralık ayında buna mutabık kaldığımızda da bir duyuru yapabilirdik. Bunun yerine Burak Bey’in bahsettiği gibi Çinli ekiplerle defalarca buraya gelindi, fizibilite yapıldı. Biz bir alan tahsisi ve seçimi yapmadan önce defalarca raporlar gitti geldi, ölçümler yapıldı. Biz bu duyuruyu artık fabrika binamız kuruldu, ekipmanlarımız yolda, bütün stratejik olarak planımız belli dendiği noktada aslında basına bilgi verdik.
Burak Azmanoğlu: Yani somut bir planla yola çıkıyoruz aslında. Bir tesis var, lokasyonumuz hazır yani bir tesis var. Boş araziden bahsetmiyoruz, çok hızlı bir şekilde yola çıkıyoruz. Dolayısıyla Murat Bey’in değindiği  konu aslında çok önemli. Eylül diyorsunuz ama o ifadeye aslında son çeyrek demek daha doğru olur. Biz hazırız, biz bunu yapabilecek durumdayız. Siz Otomobil Gazetesi olarak bunu daha iyi bileceksiniz ki otomotiv sektörü ciddi regülasyonlara tabi. Burada bizim bir denetimimiz var yani üretimden banttan ürünler indiğinde uluslararası onay kuruluşlarının gelip bunu test etmesi gerekir. Bu bizim yönetebileceğimiz bir takvim değil, ağustos ayında gelirlerse eylülde sözümüzü tutmuş oluruz ama bize eylül ayının sonunda takvim verirlerse bu sefer ekimde kalacak bu. Söylemeye çalıştığım şey bu. Ama şunu mesaj olarak verebiliriz, bu yıl kesinlikle ve kesinlikle son çeyrekte -özellikle bayi ağı için de yorum yapıyorum- …
Yerlilik oranı yüzde 30 ve ilk olarak G01’i üreteceğiz…
Burak Azmanoğlu: Üretim planına dönersek şu an için ilk öncelikli aracımız G01. Dış kasa şu anki aracımızla aynı ancak çok büyük bir değişim var; içerideki tüm ön konsol, döşemeler hepsi yenileniyor. Çok daha modern ve çok daha teknolojiyi bir arada barındıran bir tasarıma kavuşacak. Artı yine motor ve şanzımanda ciddi bir değişimimiz var. 180 beygirlik yeni bir motora kavuşuyoruz, oldukça uyumlu çalışan bir şanzımanla beraber yola çıkacak. Dolayısıyla bu yeni ürünün tam Türk tüketicisinin beklediği hem teknolojiyi hem donanımı hem dizaynı hepsini bir arada barındıran bir ürün ve heyecanla Eskişehir’den banttan inmesini bekliyoruz.
Murat Ertaş.: Araçtaki yerlilik oranının artırılmasıyla ilgili olarak bizim önerilerimizle birçok değişim oldu çünkü nihayetinde bizim temel amacımız bu araçların önümüzdeki birkaç yıl içerisinde %50’ye yakın yerlilik oranına ulaşması. Şu anda an itibariyle %19-21 bandındayız işçilik hariç. İşçilik de yerlilikte sayılan bir kalem, ben işçiliği hariç tutuyorum. İşçilikle birlikte bu %25’leri bulur rahatlıkla, geçer hatta. Biz onu böyle açıkçası %30’lara zorluyoruz ama burada yine aslında çok önemli bir şey var, motorumuz bize özel dizayn ediliyor ve bunu dizayn eden firma yılda milyonlarca motor üreten üzerinde bir firma. Yine marka kullanamayacağım ama çok bilindik bir İngiliz Markasının şanzıman yağını kullanıyor örnek veriyorum. Biz birçok araç yerine önceliğimizi bir modele verdik, bu modeli olabildiğince Türk tüketicisinin ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye getirmek istiyoruz.
Fabrikada 20-25 bin adet araç üretilebilecek…
Burak Azmanoğlu: Bu tesis kurgulanırken yılda 20-25.000 araç üretebilecek bir yapıda kurgulandı. Ama fazlayarak kurguladık bunu, biz 2025 itibariyle 25.000 adet üreteceğiz demedik. 2026’da kuvvetle muhtemel bir 8-9.000 adet bandında bir üretim öngörüyoruz. Daha fazlasını üretebiliriz, bunun bir engeli yok. Az önce girizgahta söylediğim bir şey vardı; Eskişehir’de bizimle çalışacak olan bütün işçiler yeni, sıfır ve ilk defa hayatlarında otomobil üretiyor olacaklar. Bu özellikle tercih ettiğimiz bir şey. Ama buradaki adet konusu çok önemli tabii, distribütör olarak biz adetler konusunda açıkçası çok iştahlıyız. Biliyoruz ki kapasitemiz 25.000 adete kadar çıkıyor. Bizim elimizdeki projeksiyon en geç iki yıl içerisinde bu adetlere varmak yani önümüzdeki yıl mutlaka 10-15.000 adetler sonrasında da 20-25.000 adetleri konuşacağız. Böyle bir projeksiyonumuz da var.
Oldukça rekabetçi bir fiyatla gireceğiz…
 
Murat Ertaş.: Biliyorsunuz geçen yıl ithalat vergisi ilgili bir tebliğ vardı, bu tebliğ yansıdıktan sonra şu an ithalat vergisi %60. Bu az önce bahsettiğim rakam -liste fiyatı 1 milyon 770 bin- ithalat vergisinden önceki rakamdır. Biz aynı seviyede çok yakın bir şekilde bu fiyatlarla çıkacağız, dolayısıyla tüketici çok uygun fiyatlarla ulaşıyor olacak aynı ithalat vergisi tebliğinden önceki fiyatlardan. Dolayısıyla bu konuda da oldukça rekabetçi bir fiyatla gireceğimizi söyleyebilirim.
 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP