Şimdi X platformunda otomotiv gazeteciliği yapan meslektaşlarımıza her fırsatta sallamak moda oldu. Arkadaşlarımızın komiklik olsun diye paylaştıkları postlar “klavye kahramanları” tarafından alınıp “işte otomotiv gazetecilerinin hali” diye yayınlanıyor. Altına da yorum yapıp kendini fasülye gibi nimetten sanan cahiller ordusu üşüşüyor… Sonra bir bakıyorsun meslektaşlarına bunu yazanın test otomobili sicili iğrenç… Pert listesi bile var.
Önce şunu kabul edelim; otomotiv gazetecilerinin işin tabiatı gereği imrenilecek, kıskanılacak bir hayatı var. Lansmanlar sayesinde ülke ülke dolaşıp oradaki toplantılara katılıp test sürüşleri yapmaları bu mesleği cazip hale getiriyor. Buna ulaşamayanlar ve bu camianın bir şekilde çevresinde olup da bu davetleri ancak sosyal medyadan takip edenler kötülüğe varan bir kıskançlık içinde oluyorlar. Otomotiv gazetecisi olup da; bu lansmanların bir çoğuna katılanlarda bile bu hazımsızlığı görmek mümkün. Çünkü bir kesim var ki; her ama her lansmana gelmek istiyor! Bunun için lansman paylaşımları görür görmez de Marka veya PR yetkililerini mesajlarıyla taciz etmeye başlıyor. Burada bence asıl sorumlu bu tarz mesajlarla taciz eden arkadaşlardan çok; buna karşı dik duramayan, “sen kim oluyorsun da böyle bir mesaj atıyorsun” diyemeyen Marka ve PR yetkilileri. “Aman genel müdüre bir şey yazmasın. O da bana dönüp şu asalağı benim üstümden alın demesin” diye bu tarz mobbinglere katlanıyorlar. Sizler böyle omurgasız bir profil çizerseniz daha çok bu tarz mesajlara maruz kalırsınız. Şunu unutmayın; siz izin verdiğiniz, ses çıkartmadığınız sürece bu anlamsız “ben niye yokum” mesajlarını daha çok alırsınız. Bu arada son bir cümle de her davete gelmek isteyen arkadaşlara. Davet etmeyen markaya tehdit mesajları atacağınıza bir yayınlarınıza bir de aynaya mı baksanız acaba? En önemlisi de adı üstüne “davet” bu, yani karşı tarafın sizi o lansmanda görmek istemesi… Sizin değil…
Oyak Renault’nun büyük hamlesi
Geçen hafta Renault’nun davetlisi olarak Paris’teki global toplantıya katıldım. Renault yeni modeli Boreal’i Bursa’da üretime kararı aldığı orada açıklandı. Mais AŞ yetkilileriyle birlikte toplantıda Fransa ve Oyak Renault tarafından önemli açıklamalar yapıldı. OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, Renault CEO’su Fabrice Cambolive, Renault Group Türkiye CEO’su Lionel Jaillet ve MAİS AŞ Genel Müdürü Berk Çağdaş yaptıkları açıklamalarla Bursa’daki fabrikanın öneminden söz ettiler. 2026 itibarıyla üretime başlanacak yerli Boreal’in, Türkiye’den 50’den fazla ülkeye ihraç edilecek olması gurur verici. Renault Duster’ın ardından, yeni SUV modeli Renault Boreal’in de Bursa’daki Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda üretilmesinin ardından iki yeni modelin daha sırada zamanını bekliyor olması da heyecan verici. Oyak Renault, Tofaş, Toyota, Hyundai, Ford Otosan’ın şimdi BYD ve SWM’nin de Türkiye’de üretim yapacak olması çok önemli. Paris’teki toplantıda özellikle Fransız yöneticilerin Türkiye’den ve Bursa’daki Oyak Fabrikası’nın kalitesinden söz etmesi hepimizi gururlandırdı… Şimdi heyecanla önce Boreal’i ardından da o iki yeni modelin açıklanmasını bekliyoruz…
News
