Elektrikli ve yazılım tanımlı araçlara geçiş hızlanırken, otomotiv dünyasında direksiyon kavramı da kökten değişiyor. Peugeot’nun kare formdaki Hypersquare direksiyon hamlesi, yalnızca sıra dışı bir tasarım denemesi değil; mekanik bağları koparan steer-by-wire altyapısıyla birlikte otomobil ergonomisini, sürüş dinamiklerini ve güvenlik anlayışını yeniden tanımlamaya aday. Özellikle yeni nesil Peugeot 208 ile seri üretime taşınması planlanan bu sistem, bugüne kadar premium ve niş modellerde gördüğümüz teknolojilerin artık ana akım segmente indiğinin açık göstergesi.
Bu haberde Peugeot Hypersquare direksiyon, steer-by-wire teknolojisi, yeni Peugeot 208 teknik yenilikleri ve Türkiye pazarı açısından olası etkileri teknik ve stratejik boyutlarıyla ele alıyoruz.

Otomobillerde direksiyon formu neredeyse 100 yıldır değişmedi. Yuvarlak direksiyon, mekanik direksiyon kutuları ve sabit oranlı sistemler uzun süre “en güvenilir çözüm” olarak kabul edildi. Ancak elektrikli araçlar, otonom sürüş ve dijital kokpitler bu kabulleri geçersiz kılmaya başladı.
Peugeot’nun Hypersquare direksiyonu, bu kırılmanın somut bir çıktısı. İlk kez 2023 yılında Inception Concept ile tanıtılan tasarım, o dönem fütüristik bir vitrin ürünü gibi algılansa da, bugün gelinen noktada seri üretime hazır hâle getiriliyor. Bu, Peugeot’nun konsept–gerçeklik arasındaki çizgiyi bilinçli olarak ortadan kaldırdığını gösteriyor.
Steer-by-wire, direksiyon ile ön tekerlekler arasında mekanik bir bağlantının bulunmadığı sistemleri ifade eder. Direksiyon hareketleri, sensörler aracılığıyla elektronik sinyallere dönüştürülür ve direksiyon motorları bu komutları tekerleklere iletir.
Bu yaklaşımın teknik avantajları net:
Direksiyon oranı yazılımla değiştirilebilir
Fiziksel titreşimler filtrelenebilir
Kokpit tasarımı özgürleşir
Otonom sürüş sistemleriyle tam uyum sağlanır
Peugeot’nun Hypersquare direksiyonu, bu teknolojiyi yalnızca desteklemekle kalmıyor; merkezine alıyor.
Testlerde kullanılan Peugeot E-2008 prototiplerinde sistemin düşük hızlarda yaklaşık 5:1 direksiyon oranı sunduğu belirtiliyor. Bu şu anlama geliyor:
Park manevralarında çok küçük direksiyon hareketleri yeterli
Şehir içi kullanımda yüksek çeviklik
Direksiyon tur sayısında ciddi azalma
Hız arttıkça yazılım, direksiyon oranını daha “uzun” hâle getirerek yüksek süratlerde stabiliteyi artırıyor. Bu, klasik mekanik sistemlerle mümkün olmayan bir denge.
Steer-by-wire sistemlerine yöneltilen en büyük eleştiri, yol hissinin kaybolmasıydı. Peugeot bu noktada sensör tabanlı haptik geri bildirim çözümünü devreye alıyor. Yol yüzeyi, lastik tepkileri ve tutunma durumu, titreşim ve direnç değişimleriyle sürücüye aktarılıyor.
Handelsblatt’ın test izlenimlerine göre sistem, beklenenden daha doğal bir geri bildirim sunuyor. Ancak yüksek hassasiyet nedeniyle sürücünün kısa bir alışma sürecinden geçmesi kaçınılmaz.

Peugeot’nun kritik fark yarattığı noktalardan biri de çoklu direksiyon modu yaklaşımı. Farklı sürüş profillerine göre:
Daha yumuşak ve filtrelenmiş geri bildirim
Daha sportif ve direkt tepki
Otonom sürüş odaklı düşük müdahale
gibi modlar sunulması planlanıyor. Bu, Hypersquare’in “herkes için tek doğru” değil, kişiselleştirilebilir bir kontrol aracı olarak konumlandığını gösteriyor.
Steer-by-wire ve yoke benzeri direksiyonları bugüne kadar:
gördük. Ancak bunların tamamı ya premium segmentte ya da sınırlı üretim araçlardı.
Peugeot’nun farkı şu:
Bu teknolojiyi B segmenti bir hatchback, yani yeni Peugeot 208 ile geniş kitlelere indirmeyi hedefliyor.
Bu, maliyet, güvenlik sertifikasyonu ve kullanıcı kabulü açısından ciddi bir meydan okuma. Aynı zamanda büyük bir rekabet avantajı.
208, Peugeot’nun:
Avrupa’da en çok satan modellerinden biri
Genç kullanıcı kitlesine hitap eden
Elektrikli ve hibrit versiyonları güçlü
bir ürün. Hypersquare direksiyonun bu modelle sunulması, teknolojinin “gelecek vaadi” değil, bugünün standardı olarak konumlandırılmasını sağlıyor.

Türkiye özelinde bakıldığında, bu tür radikal kokpit yeniliklerinin üç temel etkisi olur:
Algı etkisi
Peugeot, “ulaşılabilir ama yenilikçi” marka algısını güçlendirir.
Fiyatlandırma baskısı
Steer-by-wire gibi sistemler maliyetlidir. Türkiye’de donanım–fiyat dengesi kritik olacaktır.
Servis ve eğitim ihtiyacı
Yetkili servislerin elektronik direksiyon sistemleri konusunda ciddi teknik eğitimden geçmesi gerekir.
Doğru konfigürasyon ve donanım paketleriyle sunulursa, Hypersquare Türkiye’de beklenenden daha hızlı kabul görebilir.
Hypersquare, tek başına bir “kare direksiyon” hikâyesi değil. Bu teknoloji, şuna işaret ediyor:
Fiziksel kontroller azalacak
Direksiyonlar daha küçük, daha akıllı olacak
Otonom sürüş arttıkça sürücü–araç ilişkisi yeniden tanımlanacak
Peugeot, bu dönüşümde erken pozisyon alarak risk alıyor. Ama otomotiv tarihinde kazananlar genelde bu riski alanlar oluyor.

Peugeot Hypersquare direksiyon, dikkat çekmek için yapılmış bir tasarım oyuncağı değil. Steer-by-wire altyapısıyla birlikte düşünüldüğünde, bu hamle otomobilin kontrol felsefesini değiştiriyor. Eğer Peugeot bunu yeni 208 ile sorunsuz biçimde yollara indirebilirse, direksiyonun yuvarlak olması gerektiği fikri çok hızlı şekilde eskiye ait bir alışkanlık hâline gelebilir.
Bu sessiz ama radikal bir devrim. Ve direksiyon başında olanlar, buna hazırlıklı olmak zorunda.
GÜNDEM
15 Aralık 2025GÜNDEM
15 Aralık 2025GÜNDEM
15 Aralık 2025GÜNDEM
15 Aralık 2025GÜNDEM
15 Aralık 2025GÜNDEM
15 Aralık 2025GÜNDEM
15 Aralık 2025GENEL
15 Aralık 2025
1
Trump’tan seçim sonrası ilk mülakat
7793 kez okundu
2
Avusturya başbakanı Sebastian Kurz ile ilgili bilinmeyenler
4728 kez okundu
3
Joe Biden 6 aylık hedeflerini açıkladı. Senato buz gibi…
3866 kez okundu
4
Putin’den Ermenistan’ı yıkan açıklama: Karabağ Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçasıdır!
2127 kez okundu
5
Kıvanç Tatlıtuğ’dan evliliğine dair çok çarpıcı röportaj.
2015 kez okundu