DOLAR 42,9367 0.08%
EURO 50,5690 0%
ALTIN 6.161,22-1,42
BITCOIN 3758651-0,04%
İstanbul

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

25 okunma

2026’da otomotiv gazeteciliğinin yok olan itibarı geri gelir mi?

ABONE OL
29 Aralık 2025 07:11
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Önce bu başlığı attım… Ardından da “neresinden başlayayım” diye düşünmeye başladım… Meslektaşlarının gittiği her lansmana gitmek isteyen ve bunun için her seferinde marka yöneticisine, PR yöneticisine yazan yüzsüzden mi başlamalı? Ya da her “işbirliği” veya “özel haber” çalışmasını görüp; markayı darlayan asalak çapsızlardardan mı? 2025 yılı içinde dişe dokunur tek haber, yorum, eleştiri yapmadan “otomotiv gazetecisi” geçinenlerden mi? Dışarda meslektaşları hakkında mangalda kül bırakmayan, herkes hakkında atıp tutanların kendi mecralarında ve sosyal medyada tek satır yazamamalarından mı?  Marka yöneticilerini görünce karşılarında iki büklüm olup da, daha sonra onların arkasından konuşanlardan mı söz edeyim? En önemlisi “yazarsam, eleştirsem proje yapmazlar, test otomobili vermezler, lansmana çağırmazlar diye ölü takliti yapanlardan mı?.. Neyse pozitif yazı yazmaya niyet etmişken konu yine otomotiv medyamızdaki kanayan hatta kangren olan konuya geldi. Bunu burada kesiyorum…
*
2026 yılı; akil meslektaşlarımızın bu yöndeki çabaları, marka yöneticilerinin dik ve taviz vermez duruşları, PR yöneticilerinin “esneme paylarını” kararlılıkla sürdürmeleriyle neden olmasın? Neden; haftalık Otohaber ve Auto Show dergilerinin çıktığı, ana akım gazetelerin düzenli pazartesi sayfalarının yapıldığı, haberin, röportajın değerli olduğu o günlere yani gazetecinin itibarlı olduğu günlere geri dönmeyelim? Evet otomotiv gazeteciliği youtube ve sosyal medya ile “yayıncılığa” evrildi… Ama o alanlarda da; yavşamadan, cıvıtmadan, seviyeyi düşürmeden, etik değerlere dikkat eden arkadaşlarımız var tabi ki…
*
İş dönüp dolaşıp önce biz otomotiv gazetecilerinin bu “özgül ağırlığı” yansıtmamıza dayanıyor. Bu aramızdaki asalak parazitlere tavır alarak, onları aramıza almayarak, onlara tepki göstererek işin bu tarafından başlayabiliriz…  
 
Ardından da markaların ve PR şirketlerinin dik duruşlarına bakar bu iş. Darlayan ve saygı sınırını aşan 1-2 çapsızla bağlantı kesilse, lansmanlarda sapıtanlar bir daha çağrılmasa, özel hayatıyla rezil olanlara mesafe konulsa, kalabalık olsun diye arlı arsız her lansmana çağrılmasa 2026 yılında liyakata göre iş yapılsa bence büyük ölçüde o itibar geri gelir…
*
Neyse ben kendi adıma 2026 yılını “hoşgörü yılı” olarak görmek istiyorum.
Emin olamadığım tek şey; bu sözümde ne kadar durabileceğim?
Seneye görüşmek üzere   

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP