-2025 yılını markanızla nasıl tamamlayacaksınız, sizin için tüm yönleriyle nasıl bir dönem oldu?
2025 yılı Opel için oldukça başarılı bir yıl oldu. Yılın başında %5,5 pazar payı ve 70 bin adetlik satış hedefi açıklamıştık. Bu hedefin yaklaşık 20 bin adetinin hafif ticari araçlardan, kalan kısmının ise binek otomobillerden oluşacağını öngörmüştük. Kasım ayı sonu itibarıyla toplam 64.699 adet satış gerçekleştirdik. Bunun 41.577 adedi binek otomobil, 23.122 adedi ise hafif ticari araç satışlarından oluştu.
Yıl sonunu ise yaklaşık 75 bin adetlik toplam satışa ulaşarak yılın başında açıkladığımız hedeflerin üzerine çıkmayı bekliyoruz. 2024 yılına kıyasla yüzde on beşlik bir büyümeden söz edebiliriz. Binek araçlarda yüzde yirmiye yakın bir büyüme ile 45 bin adetin üzerine çıkmayı bekliyoruz. SUV segmenti de performansımızda önemli bir rol oynadı; toplam satışlarımızın %35’i SUV modellerimizden geldi.
Elektrikli araç tarafında da güçlü bir ivme yakaladık. Kasım sonu itibarıyla 7.962 adet elektrikli araç satışı gerçekleştirdik. Yıl sonunda bu rakamın yaklaşık 9 bin adede ulaşmasını ve elektrikli modellerimizin toplam Opel satışlarının yaklaşık %12’sini oluşturmasını bekliyoruz.
Hafif ticari araç pazarında %55 satış artışı ile yıl sonunda 25 bin adet seviyesine çıkmayı öngörüyoruz. Böylece ilk üç marka arasına girerek önemli bir başarı elde ettiğimizi söyleyebiliriz. Üretim tarafında Zafira, Vivaro City Van ve Vivaro modellerimizin Bursa Tofaş Fabrikası’nda üretime başladık. Opel olarak, hafif ticari araç ürün gamımızı yerli üretime geçişle daha da güçlendirmeye devam ediyoruz.
-Türkiye’de otomotiv pazarının son yıllarda gelişimini değerlendirirken, gelecek seneye dair öngörülerinizi de sizden alabilir miyiz?
Türkiye otomotiv pazarı 2025 yılında güçlü bir performans sergileyerek rekora doğru ilerliyor. 2023 yılında, pazarın üst üste beş yıl rekor kıracağı yönünde bir öngörümüz olmuştu; 2025 yılı da bu öngörüyü destekleyen bir seyir izliyor. Yıl sonunda toplam pazarın 1 milyon 350 bin adet seviyesini aşmasını bekliyoruz. Bu rakam, 2024 yılında gerçekleşen 1 milyon 238 bin adetlik satışın da üzerine çıkılması anlamına geliyor. 2025 yılı başında pazarın geçtiğimiz yılın üzerine çıkacağındı öngördüğümüzden bahsetmiştik. Bugün gelinen noktada bu öngörüyü doğru yapan markalardan biri olmanın memnuniyetini yaşıyoruz.
Önümüzdeki yıl dahil olmak üzere 2–3 yıl boyunca da Türkiye otomotiv pazarındaki büyüme eğiliminin devam edeceğini ve her yıl yeni rekorların kırılacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla 2026 yılı için de öngörümüz bu çerçevede pozitif ve 1.3 milyon ile 1.4 milyon arasında bir beklentimiz bulunuyor.
– Türkiye’de elektrikli araçlar alanında ciddi bir ivmelenme yaşıyor son yıllarda. Siz markanızla bu alanda ne ölçüde etkili oldunuz, neler yaptınız? 2025 yılına dair elektrikli araçlar pazarına dair yorumlarınızı alabilir miyiz?
Elektrikli araç pazarı Türkiye’de hızlı ve dinamik bir büyüme sergiliyor. 2025 yılının ilk 11 ayında elektrikli araç pazarı yaklaşık %20 oranında büyüyerek 170 bin adet seviyesine ulaştı. Yıl sonunda ise bu rakamın 180–190 bin adet bandını aşması bekleniyor. ÖTV düzenlemelerine rağmen, elektrikli araçların içten yanmalı modellere kıyasla daha cazip konumda olması ve birçok markanın sunduğu model sayısı ile segment çeşitliliğinin artması, bu büyümeyi tetikleyen temel unsurlar arasında yer alıyor. Opel olarak biz de bu dönüşümün önemli aktörlerinden biri olmayı sürdürüyoruz. 2025 yılında gerçekleştirdiğimiz Grandland ve Frontera lansmanlarının da katkısıyla, 2024’te 2.600 adet seviyesinde olan elektrikli araç satışlarımızı 2025’te yaklaşık 9.000 adede çıkararak kayda değer bir büyüme elde ettik. Böylece elektrikli modellerimizin toplam Opel satışları içindeki payını %12 seviyesine taşıdık.
– Siz markanız özelinde 2026 yılı için ne gibi hedefler belirlediniz, öncelikleriniz neler olacak?
2026 yılında Opel olarak elektrifikasyon ve ürün çeşitlendirme stratejilerini bir adım daha ileriye taşımayı hedefliyoruz. Bunun en somut örneklerinden biri, markamızın tamamen elektrikli ve performans odaklı yeni SUV modelleri olan Mokka GSE’nin ve Grandland AWD 2026 itibarıyla Türkiye’de satışa sunulacak olmasıdır.
Opel olarak satış ve satış sonrası süreçleri dijitalleştiren, müşteri deneyimini baştan sona kapsayan “Opel Link” adını verdiğimiz entegre bir uygulama üzerinde çalışıyoruz. Fiziksel ve dijital kanalları bir araya getiren bu uygulama, müşteri memnuniyetini ve operasyonel verimliliği artırmayı hedefliyor,
Bir diğer önemli stratejik alan ise yerel üretim projeleridir. Hafif ticari araç segmentinde Opel Zafira ve Vivaro gibi modellerin Türkiye’de yerli üretimle satışa sunulmaya başlaması, markamız için hem üretim maliyetleri hem de pazara hızlı erişim açısından avantaj sağlıyor. Bu gibi yerel üretim girişimleri, Opel’in Türkiye’deki pazar konumunu güçlendirmeye yardımcı olurken, aynı zamanda ülke ekonomisine ve istihdama doğrudan katkı sağlıyor.
Tüm bu adımlarımızla, 2026’da Opel olarak daha çevik, daha elektrikli ve daha müşteri odaklı bir portföy sunmayı, aynı zamanda dijital dönüşüm ve yerel iş birlikleri ile sürdürülebilir büyümeyi desteklemeyi amaçlıyoruz.
News
