Araç sahipleri için kasko sigortası sadece bir formalite değil; olası risklere karşı önemli bir güvence kaynağıdır. Ancak bazı sürücüler poliçe yaptırırken yalnızca fiyata odaklanarak en düşük teklifi seçme eğilimindedir.
Bu noktada en ucuz kasko tercih edildiğinde, kapsamın yeterliliği göz ardı edilebilir. Sigortanın esas amacı, yaşanabilecek zararlarda sürücüyü ve aracını koruma altına almaktır. Eğer poliçede yeterli teminatlar yer almıyorsa, hasar anında sigortalı kişi ciddi mağduriyet yaşayabilir.
Kaskoda kapsamı belirleyen en önemli faktör, poliçeye dahil edilen teminatlardır. Genellikle düşük primli poliçelerde bazı kritik teminatlar çıkarılmış olur. Bu da küçük gibi görünen bir fiyat avantajının, ileride büyük bir maliyet doğurmasına yol açabilir.
Örneğin araca üçüncü şahıs tarafından zarar verildiğinde ya da doğal afet kaynaklı bir hasar oluştuğunda, dar kapsamlı poliçeler zararların yalnızca küçük bir kısmını karşılayabilir. Böyle bir durumda sigorta yapılmış olmasına rağmen tüm yük yine sürücünün omuzlarında kalır.
Kasko sigortasının maliyeti, yani kasko fiyatları bir dizi faktöre bağlı olarak değişiklik gösterir. Öncelikle aracın yaşı, markası ve modeli bu fiyatların belirlenmesinde temel unsurlardır. Yeni ve yüksek segment araçların sigorta bedeli daha yüksek olur. Bunun yanı sıra aracın kayıtlı olduğu şehir, sürücünün yaşı ve geçmişteki hasar durumu da primlerin hesaplanmasında etkili olur.
Kaskonun kapsamı da fiyat üzerinde doğrudan etkilidir. Genişletilmiş ya da tam kasko seçenekleri, dar kapsamlı poliçelere göre daha yüksek bedellidir. Ancak bu tür poliçeler, yaşanabilecek hemen her tür riski kapsar. Buna karşılık düşük primli poliçeler sadece bazı durumları kapsar ve genellikle ek teminatlar dışarıda bırakılır. Bu nedenle sadece fiyat odaklı bir karar vermek, ileride sürprizlerle karşılaşmaya neden olabilir.
Buna ek olarak poliçede yer alan muafiyet oranı da önemlidir. Bazı sigorta sözleşmelerinde hasarın belli bir oranı sigortalı tarafından karşılanır. Bu da poliçe primini düşürürken, olası bir hasarda sigortalının cebinden daha fazla ödeme çıkmasına yol açabilir. Sürücünün beklentilerini, bütçesini ve risk algısını göz önünde bulundurarak poliçe seçimi yapması en doğru yaklaşımdır.
Bazı araç sahipleri zorunlu trafik sigortasının yeterli olduğunu düşünür. Ancak zorunlu sigorta sadece karşı tarafın zararlarını karşılar. Aracın kendisine gelen zararlar bu kapsama girmez. İşte bu nedenle kasko yaptırmak hem aracın maddi değeri hem de sürücünün güvenliği açısından oldukça önemlidir.
Kasko sigortası çalınma, yanma, doğal afet, vandalizm ve çarpışma gibi birçok riski kapsamına alabilir. Özellikle yeni araç sahipleri için bu sigorta türü, yatırımın korunması açısından kritik bir rol oynar. Ayrıca kasko sigortası, ikinci el araçlarda da olası değer kayıplarını en aza indirir. Aracın karşılaşabileceği birçok farklı riskin finansal yükünü tek başına üstlenmek yerine, sigorta ile bu yükü paylaşmak daha akılcı bir tercihtir.
Bir diğer önemli nokta da hasar sonrası sürecin yönetimidir. Sigorta şirketleri kasko poliçesi olan müşterilerine hasar dosyası açma, ekspertiz ve onarım işlemleri konusunda destek sunar. Bu da aracın daha kısa sürede ve güvenli bir şekilde tamir edilmesini sağlar. Ayrıca bazı poliçelerde ikame araç hizmeti, yol yardımı gibi ek avantajlar da sunulabilir.
En ucuz kasko tercihi yapılırken bu tür hizmetlerin kapsam dışında kalabileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden sadece prim tutarına değil poliçenin sunduğu toplam faydaya bakılmalıdır. Özellikle yoğun trafikli şehirlerde ya da sık araç kullanan bireyler için geniş kapsamlı bir poliçe, oluşabilecek maddi zararların büyük kısmını karşılayabilir.
GÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önceGENEL
11 gün önceGENEL
12 gün önceFORMULA
12 gün önce