Renault’nun hem küresel çapta hem de Türkiye pazarında en çok tercih edilen modeli Clio, Portekiz’de düzenlenen özel bir etkinlik kapsamında ilk kez asfalt ile buluştu.
Etkinlikte, Eylül ayında MAİS A.Ş. Genel Müdürlüğü koltuğuna oturan Bahaettin Tatoğlu, Renault Group Türkiye CEO’su Lionel Jaillet ve Renault MAİS COO’su Levent Timur de hazır bulundu.
İlk kez Eylül ayındaki Münih Otomobil Fuarı’nda gördüğümüz yeni Clio’nun, bu sefer ise direksiyonun başına geçme şansı da bulduk.
Altıncı nesli ile Şubat ayında Türkiye’de satışa sunulacak yeni Clio ile ilgili olarak ilk izlenimimiz, otomobilin her anlamda ileriye gittiği yönünde oldu.
Yeni Clio’nun detaylarına geçmeden önce, Fransız markanın üst yönetiminin açıklamalarına bakmakta fayda var. Zira, markanın yeni döneminin şifreleri bu açıklamalarda yer alıyor.
Portekiz’in başkenti Lizbon’da düzenlenen uluslararası lansmanda dikkat çeken mesajlar veren Renault Group Türkiye CEO’su Lionel Jaillet, markanın 2024 yılında duyurduğu 400 milyon Euro’luk yatırımın geldiği nokta ile ilgili bilgiler verdi.
Renault’nun Türkiye’deki dönüşüm planının toplam hacminin söz konusu 400 milyon Euro’luk yatırım ile şekillendiğini belirten Jaillet, “Bu yatırımın odağı, dört yeni modelin üretimi, yeni nesil hibrit motorun lokalizasyonu ve Ar-Ge kapasitesinin büyütülmesi. Bu plan artık tamamen sahada. Duster’ın Bursa’daki üretimi başladı. Clio 6’nın bugün lansmanını yapıyoruz. 54 ülkeye ihracatı yapılacak Boreal’ın üretimi de yakında başlayacak. Ayrıca daha duyurulmamış yeni bir modelimiz de yolda” dedi.
Bursa’da üretilecek Clio 6’nın geliştirilmesinde Türk mühendislerin katkısından da bahseden Jaillet, “Bursa’daki mühendislik merkezi 2025 itibarıyla resmen Renault’nun dünya çapındaki Ar-Ge ağına dahil edildi. Burada 400’den fazla mühendis görev yapıyor. Yeni Clio’nun geliştirme sürecindeki pek çok modül, test ve validasyon görevi Bursa’daki Ar-Ge tarafından yürütüldü” bilgilerini paylaştı.
Pazardaki talebe doğru şekilde ve büyük ölçekli biçimde cevap verebilmenin şirket açısında en kritik konu olduğunu da vurgulayan Jaillet, “Bu yüzden attığımız ilk adım, tam hibrit (full hybrid) teknolojisine odaklanmak oldu. Çünkü geniş kitlelerin elektrifikasyona erişebilmesi için en doğru çözümün bu olduğuna inanıyoruz. “Herkes için elektrifikasyon” dediğimizde iki temel unsur var: fiyat erişilebilirliği ve aracın çok yönlülüğü. Bugün Türkiye’de hibrit teknolojiye dair tüm değer zincirini entegre etmiş durumdayız” dedi.
Türkiye’de hibrit motor üretme kapasitesine sahip tek marka olduklarını da vurgulayan Renault Group Türkiye CEO’su Lionel Jaillet, “Önümüzdeki yıldan itibaren Bursa’da üretilen dört modelin tamamı elektri̇fikasyona uğramış olacak. Bu hem Türkiye ekosistemi için önemli bir fırsat hem de elektrifikasyonun geniş kitlelere yayılmasını sağlayacak büyük bir adım. Çünkü bugün CO₂ emisyonlarını herkes için ulaşılabilir şekilde 89 gr düzeyine çekmek istiyorsanız, bunun en mantıklı ve erişilebilir yolu tam hibrittir. Yani elektrifikasyon konusunda artık dünün dünyasında değiliz; tam tersine, gerçek anlamda bugünün çözümünü, yani karbon azaltımını sağlayan teknolojiyi sunuyoruz” diye konuştu.
Renault’un en çok tercih edilen modellerinden Megane Sedan’ın üretimi bir süredir Bursa’daki Karsan fabrikasında devam ediyor.
2021 yılında 5 yıllık sözleşme imzalayan iki şirket, Karsan’ın 210 milyon TL yatırım ile 55 bin adet Megane Sedan üretim kapasitesi elde etmesi için anlaşmaya varmıştı.
Megane Sedan’ın Karsan’daki üretiminin devam edeceğini de açıklayan Renault Group Türkiye CEO’su Lionel Jaillet, “Mégane Sedan’ın bugün gösterdiği performanstan gerçekten çok memnunuz. Satış seviyeleri hâlâ son derece yüksek devam ediyor. Dolayısıyla kısa vadede bu modeli durdurmak gibi bir planımız kesinlikle yok. Mégane Sedan’ın geleceğine yönelik regülasyon tarafında da çalışıyoruz. Bu model ile ilgili, GSR-II regülasyonları sonrasında da devam edebilmesi için gerekli uyarlamaları yapmak üzere çalışmalarımız sürüyor. Mégane Sedan bizim için güçlü bir ürün ve uzun bir süre daha satmaya kararlıyız” diye konuştu.
Portekiz’de edindiğimiz bilgiye göre, Megane Sedan’a yapılacak güncellemeler arasında, markanın yeni kimliğine uygun bazı görsel eklentiler de gelme ihtimali bulunuyor.
Renault Group Türkiye CEO’su Jaillet’in açıklamaları, Renault’un Türkiye’yi artık sadece bir üretim üssü olarak değil, aynı zamanda tasarım, geliştirme, üretim ve ihracatın da aynı anda yapılabildiği stratejik bir merkez olarak gördüğünü bizlere anlatıyor. Bu kapsamda, Clio 6’nın da bu yeni markanın yeni döneminin en somut örneği olduğu söylenebilir.
Renault MAİS COO’su Levent Timur’ın açıklamaları ile devam edecek olursak, bugüne kadar 5 milyondan fazla Clio’nun üretildiği Bursa Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nın yeni nesil Clio’nun da üretim merkezi olma misyonunu sürdüreceğini vurgulayan Timur, modelin satışları ile bigiler verdi.
Timur, “Clio, Türkiye’nin adeta kendi modeli oldu. Yaklaşık 20 yıldır, üç nesildir Bursa’daki Oyak Renault Fabrikası’nda üretiliyor. Bugüne kadar sadece Türkiye’de 600 binden fazla Clio satıldı. 2019’dan bu yana da Türkiye’de en çok satılan modeller sıralamasında hiç podyumdan inmedi. Bazen birinci, bazen ikinci oldu; ama her zaman ilk üçte. Ayrıca, dünya satışlarında Fransa’dan sonra Clio’nun en çok satıldığı ikinci ülke Türkiye” dedi.
Timur’un verdiği bilgilere göre, Clio 6’nın iki donanım versiyonu olacak.
Giriş varsiyon Evolution’da, adaptif hız sabitleyici ve elektrikli park freni gibi özellikler standart olarak yer alacak.
Esprit Alpine isimli üst donanımda ise, 18 inç jantlar, Google entegre bilgi-eğlence sistemi ve yarı otonom sürüş özellikleri gibi özellikler bulunuyor.
Öte yandan, markanın C-Segment SUV/MPV modeli Scenic’i 2026 yılında Türkiye’ye getireceklerini açıklayan Timur, Renault 4’ü de Türkiye’ye getirmek için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Timur’un verdiği bir diğer önemli bilgi de, Clio’nun birazdan detaylarına bakacağımız yeni hibrit motoru ile ilgili oldu. Öyle ki, model de yer verilen 1.8 litre hibrit ünite, düşük ÖTV diliminde yer alacak.
2016 yılında Toyota’nın Sakarya’daki C-HR hibrit modeline özel çıkarılan ÖTV teşviği, sektörde ‘Toyota teşviği’ olarak anılıyor. Şimdi ise bu teşvik, yerli üretim Clio hibrit için de geçerli olacak. Hibrit Clio’nun bu kapsamda yüzde 70 ÖTV diliminde yer alması bekleniyor. Eğer söz konusu teşvik olmasaydı, Clio hibrit yüzde 150 ÖTV diliminde yer alacaktı.
2016’da yapılan düzenleme ile elektrikli motor gücü 50 kW’ı geçen ve motor hacmi 1800 cc altında kalan hibrit araçlarda o dönem ÖTV oranı yüzde 90’dan yüzde 45’e çekilmişti. O dönem şartları sadece Toyota C-HR karşılarken, 2019’dan bu yana ise bir diğer Toyota olan Corolla hibrit de söz konusu teşvikten yararlanıyor.
Tüm bu bilgilerin ardından gelelim yeni Clio’nun detaylarına… Otomobilde 3 farklı motor seçeneği bulunuyor.
Tam hibrit E-Tech 160 hp, ürün gamının tepe noktasını oluşturuyor. Bu motorun benzinli motorlara kıyasla yakıt tüketimini yüzde 40’a kadar azaltabildiği belirtiliyor.
Şehir içi ve çevresinde sürüş süresinin yüzde 80’ine kadarını elektrik modunda gerçekleştirebilen hibrit seçenecek, ÖTV teşviği ile 2026’nın ikinci yarısında pazara sunulacak.
Bu güç seçeneğinde, 1.4 kWsa kapasiteli batarya görev yapıyor. 0–100 km/s hızlanma süresi ise 8.3 saniyeye olarak açıklanıyor. Sistemin toplam tork değeri ise 205 Nm.
Yeni 1.2 litre 115 hp benzinli motor ise, Şubat ayından itibaren satışa sunulacak. TCe 115 olarak adlandırılan üç silindirli bu ünitenin, Austral ve Rafale’deki tam hibrit E-Tech 200 hp sisteminin içten yanmalı motorunun aynısı olduğu açıklanıyor.
Direkt enjeksiyon ve Atkinson çevrimine sahip TCe 115, EDC 6 çift kavramalı otomatik şanzıman ile tercih edilebilecek. 115 beygirlik motor, 190 Nm de tork üretiyor.
1.2 litrelik üç silindirli motorun, 200 Nm torka sahip LPG’li bir versiyonu da Clio’da sunulacak. 120 beygir güç üreten bu motor ile Clio’da 50 litrelik LPG deposu bulunuyor. Otomobilin toplam menzili ise 1.450 km olarak açıklanıyor.
LPG’li Clio’nun 2026’nın ikinci yarısında satışa sunulması bekleniyor.
Clio 6’nın dış tasarımında, yerini aldığı model ile hiç bir benzerlik yer almazken, aslında markanın diğer otomobilleri ile de arasında en ufak bir görsel bağ bulunmuyor.
Öyle ki, ön ve arka kısımda logolar yer almasa, yeni Clio’nun bir Renault olduğunu tahmin etmek gerçekten çok zor olabilir.
Tasarımdaki bu değişimin ise, Haziran ayında görevinden ayrılan Renault Group’un eski CEO’su Luca de Meo’nun stratejisi olduğunu öğreniyoruz.
Renault yetkilileri, de Meo’nun ‘dikkat çeken’ bir Clio istediğini ve otomobilin tasarımının bu şekilde ortaya çıktığını aktarıyor.
Nesil değişimi ile birlikte, uzunluğu 67 mm artışla 4.12 metreye çıkan Clio’nun, genişliği de 39 mm artış ile 1.77 metreye çıkarılmış.
Bu yeni oranlar, daha uzun bir kaput ile birleşince dinamik bir görüntü de kendiliğinden gelmiş.
Clio’nun dış tasarımdaki bu radikal hatlar, kabin içinde ise yerini markanın daha alışılmış çizgilerine bırakıyor. Kokpitte, markanın retro elektrikli modeli R5’ten esinlendiğini gizlemeyen yeni Clio da, kavisli çift ekrana yer verilmiş. Çift 10 inç ekranda, Google Entegre OpenR Link bulunuyor. Google Maps navigasyon, Google Play uygulamaları ve Google Asistan gibi hizmetlere bu ekranlardan erişilebiliyor.
Austral ile Rafale’den esinlenen yeni direksiyon simidinin kullanıldığı kokpitin üst kısmında, donanıma bağlı olarak kumaş yada Alcantara döşeme yer alıyor. Ayrıca, kokpitte ve kapılarda yer verilen ambiyans aydınlatmalar da bir başka yeni detay.
Yeni Clio, selefinde olduğu gibi CMF-B platformunu kullanıyor, ancak biraz daha uzun aks mesafesi (2 bin 591 mm) ve daha geniş iz genişliği (önde +39 mm, arkada +10 mm) ile daha kararlı bir sürüş sunduğu fark ediliyor.
Öte yandan, benzinli versiyonda 319 litre olarak açıklanan bagaj hacminin, hibrit versiyondaysa 309 litreye düştüğünü ekleyelim.
Direksiyon tepkileri artık bir üst segmente yaklaşan Clio, yapılan iyileştirmeler ile segmentinin üzerinde bir ses yalıtımı sunar hale gelmiş.
Verilen bilgiye göre, Clio ürtünme katsayısı (cW) 0.30 seviyesine düşürülmüş. Aerodinamik geliştirmeler haricinde, ön cam sütunlarında artık yalıtım köpüğünün kullanıldığı da aktarılıyor.
Orta konsolun aşağıda konumlandırılması, kabin içindeki ferahlığı artırırken, direksiyon yanına alınan vites kolu da artık daha fazla saklama hacmi elde edildiği anlamına geliyor. Ayrıca, orta konsoldaki bardaklıkların üstünde artık tablet kapağına benzer bir katlanabilir parça bulunuyor.
Yalnız, direksiyonun sağ tarafında artık vites, silecek ve multimedya olmak üzere tam 3 ayrı kol yer alıyor. İşte bu durum kullanımda bazı zorluklar da yaratabiliyor. Örneğin, park manevralarında, vites değiştirmek yerine kendinizi silecekleri çalıştırırken bulabilmeniz hiç zor değil. Dolayısı ile, bu durumun alışkanlık gerektirdiğini söylemek gerek.
Sonuç olarak, Clio 6, Türk otomotiv sanayisi ve Fransız marka için yeni bir dönemi temsil ediyor. Otomobilin özelliklerinin nesil değişimi ile birlikte her anlamda ileri gitmesi ve bu süreçlerin önemli bir kısmının da Bursa’daki Ar-Ge merkezinde yürütülmesi, küresel otomotiv endüstrisinde Türkiye’nin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
GÜNDEM
01 Aralık 2025GÜNDEM
01 Aralık 2025GÜNDEM
01 Aralık 2025GÜNDEM
01 Aralık 2025GÜNDEM
01 Aralık 2025GÜNDEM
01 Aralık 2025GÜNDEM
01 Aralık 2025GENEL
01 Aralık 2025
1
Trump’tan seçim sonrası ilk mülakat
7783 kez okundu
2
Avusturya başbakanı Sebastian Kurz ile ilgili bilinmeyenler
4719 kez okundu
3
Joe Biden 6 aylık hedeflerini açıkladı. Senato buz gibi…
3857 kez okundu
4
Putin’den Ermenistan’ı yıkan açıklama: Karabağ Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçasıdır!
2117 kez okundu
5
Kıvanç Tatlıtuğ’dan evliliğine dair çok çarpıcı röportaj.
1999 kez okundu